“TOPLU SÖZLEŞME DEĞİL TOPLU PEŞKEŞ”
BASK üyesi memurlar 2000’den beri ilk defa zam ve enflasyon farkları olmadan Temmuz maaşı aldıklarını
belirterek Ankara/Kızılay’da bordro ve toplu sözleşme metnini yakarak hükümeti ve yetkili sendikaları protesto ettiler. Eylemde konuşan BASK Genel Başkanı Bayram ZENGİN, “Peşkeş çekilen haklarımızı kazanım olarak göstererek hala pişkin pişkin ortada dolaşma utanmazlığını gösterenlere öfkemiz var” dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Memurlar ve emeklileri yıllardan beri ilk kez 2014 yılı Temmuz ayında zamsız maaş alıyor.
Memur ve emeklileri yıllardan beri ilk kez temmuz ayında enflasyon farkı alamıyor.
Bugün maaş alan memurlar üzüntü içindedir, hüsran içindedir.
Bugün memur ve emekliler öfkelidir.
Öfkemiz sadece iktidara değildir.
Asıl öfkemiz, haklarımızı iktidara peşkeş çeken sahte ve sarı sendikalaradır.
Öfkemiz, aramızdan çıkan balta saplarınadır.
Öfkemiz, haklarımızı peşkeş çektikten sonra, peşkeş çekilen haklarımızı kazanım olarak göstererek hala pişkin pişkin ortada dolaşma utanmazlığını gösterenleredir.
Öfkemiz, sahte ve sarı sendikalara destek verenleredir.
İÇİNDE MEMURUN OLMADIĞI SÖZLEŞME
Haziran sonu itibariyle 2014 yılının ilk altı aylık tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 5.7 olmuştur. Hükümetin 2014 yılının tamamı için öngördüğü rakam olan yüzde 5,3, yılın bitmesine 6 ay kala şimdiden aşılmıştır. Yıl sonuna kadar tüketici enflasyonunun yüzde 10’u aşması beklenmektedir.
2014 yılı için memur ve emeklilerine ocak ayında yapılan 123 TL’lik artış sadece enflasyon karşısında değil, başta akaryakıt, ekmek, gıda, iletişim ve ulaşım olmak üzere yağmur gibi devam eden zamlar karşısında erimiş, memur ve emeklileri alacaklı durma geçmiştir.
Ne yazık ki, hükümet ile yetkili sendikalar arasında, pazarlık sürecinin tam ortasında süreci yarıda keserek, hükümetin ilk teklifinin de altında bir artış oranını yetkili sendikaların teklif etmesi sadece memur ve emeklileri için değil, hükümet için de memnuniyet verici sürpriz, iktidara bir bayram hediyesi olmuştur.
İmzalanan toplu sözleşmede, enflasyon farkı yoktur. Aynı yıl için işçilere enflasyon farkı var ama memurlara, sendikaları istemediği için enflasyon farkı yoktur.
İmzalanan toplu sözleşmede çalışılan her yıl için emeklilik ikramiyesi alma hakkı bulunmamaktadır.
İmzalanan toplu sözleşmede büyümeden pay yoktur, Türkiye’nin 70 cente muhtaç olduğu dönemlerde bile ödemesi aksatılmayan refah payı yoktur.
İmzalanan toplu sözleşmede emeklilik maaşının, çalışırken alınan maaşın yarısına indirilmesine karşı, emeklinin açlığa mahkum edilmesine karşı düzenleme yoktur.
İmzalanan toplu sözleşmede, servisi olmayan kurumların personeline düzenleme yoktur.
İmzalanan toplu sözleşmede, yemekhanesi olmayan personele yemek yardımı yoktur.
İmzalanan toplu sözleşmede, asgari ücretlinin bile mesai ücreti saat başına 3,50 TL’nin üzerinde iken, memur fazla mesai ücretinin 1,54 kuruş olmasına itiraz yoktur.
Hülasa toplu sözleşmede memur yoktur.
Peki ne var toplu sözleşmede?
Toplu sözleşmede, memurların değil sendikalarının kasasına giden Devletin aidat yardımının ayda 5 TL artırılması vardır, o bile bu yıl için değil 2015 yılı için. Onu bile beceremediler.
İktidar ile sarı sendikalar arasında imzalanan bu metin bir toplu sözleşme değil, bizim izin bir toplu peşkeş sözleşmesidir, bir utanç belgesidir.
BASK olarak bu toplu peşkeş sözleşmesini tanımadığımızı ilan ediyorum.
SARI VE SAHTE SENDİKALAR İKTİDAR İLE MEMUR ARASINDA TANPON
Artık anlaşılmıştır ki, bizim haklarımızın düşmanı, haklarımız karşısındaki engel iktidar değildir.
Haklarımızın düşmanı, iktidarın gönüllü kahyalığına soyunan sarı sendikalardır.
İktidar ile memur arasında tampon oluşturan, memurları iktidara gammazlayan sarı sendikaları aradan çıkarmadıkça memura rahat yoktur.
Buradan memurları uyarıyorum:
Haklarınıza sahip çıkın. İradenize sahip çıkın.
Geleceğiniz için, aileniz için, çocuklarınızın geleceği için özgürce sendika seçme hakkınızı kullanın, sarı sendikaları aradan çıkarın.
Sarı sendikalardan kurtulmadıkça memurun kurtulması mümkün değildir.
Sarı ve sahte sendikaları aradan çıkarmadıkça, memurların aile sorumluluklarını yerine getirebilecekleri bir ücrete kavuşmaları mümkün değildir.
HUKUK HERKESE LAZIM
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüp TBMM Genel Kuruluna inen “Torba Yasa”da da memur yoktur. Devlete ödemesi gerekeni sermayesine katıp kul hakkı yiyenlere toplamda yüz milyar liranın üzerinde kıyak var, ama memur ve emeklisine tek kuruş yok. Anayasal hakların, adil yargılanma hakkının sınırlandırılması ve mahkeme kararlarının uygulanmaması girişimleri utanç vericidir. Ve kabul edilemez. Temel haklarımıza yönelik düzenlemeler karşısında Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmakta kararlıyız.
MASUMLARI HEDEF ALAN SALDIRILARI KABUL ETMEYİZ
Türkiye’nin komşularında meydana gelen olaylar içimizi yüreğimizi acıtmaktadır. Ramazan günü, Çocuk, kadın, yaşlı demeden ve hedef gözetmeden İsrail tarafından insanların başına bombaların yağdırıldığı Gazze içimizi yakmaktadır. Bu terörist devlet karşısında sadece aciz değil aynı zamanda seyirci kalan uluslararası kuruluşları, devletleri, insan hakları kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini kınıyor ve lanetliyorum.
Suriye’de yaşanan iç savaşa, üç milyon nüfusun mülteci olmasına, devletin kendi halkına ve kendi şehirlerine bomba yağdırmasına seyirci kalanları kınıyor ve lanetliyorum.
Irakta Amerikan işgali ile başlayan, bir milyonun üzerinde insanın canını alan, Ortadoğu’nun ve İslam Dünyasının başına bela olan emperyalist ülkeleri, petrol yağması için yüzbinlerce insanın kanına kasteden şirketleri ve bulanık suda balık avlamaya çalışan maşaları, yerden mantar gibi biten insan kasabı işbirlikçi örgütleri ve onlara destek verenleri kınıyor ve lanetliyorum.
Dünyanın gözü önünde, bir başka ülkenin toprağının, binlerce yıllık Türk yurdu Kırım’ın ilhakına göz yumanları, sessiz kalanları kınıyor ve lanetliyorum.
Asimilasyon politikasının akıl almaz ve acımasızca yürütüldüğü Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü kınıyor ve lanetliyorum. Arakan’daki, Orta Afrika ülkelerindeki, kıyımı kınıyor ve lanetliyorum.
Dünyanın neresinde olursa olsun masum insanları hedef alan saldırıları, insan hakları ihlallerini ve bu ihlallere seyirci kalan dilsiz şeytanları kınıyor ve lanetliyorum.
