BASK yönetim kurulunca alınan karar gereği ziyaretlerini sürdüren BASK, Devlet Personel Başkanlığı ve Büyük Birlik Partisi’nden sonra Demokratik Sol Parti’yi ziyaret etti.
Genel Başkanı Bayram ZENGİN başkanlığındaki BASK heyeti, DSP Genel Başkanı Sn. Masum TÜRKER tarafından kabulünde görüşlerini açıklayan BASK Genel Başkanı Bayram ZENGİN; BASK’ın kurulduğu günden bu yana DSP kapısının kendilerine daima açık olduğunu ifa ederek, kamu görevlileri sendikalarının DSP Genel Başkanı merhum Bülent ECEVİT’in başbakanlığı döneminde çıkarılan 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ile hukuki kimliğe kavuştuklarını ve sosyal taraf haline geldiğini belirterek başladığı konuşmasını özetle şöyle sürdürdü:
“4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra ilk toplu pazarlığın yapıldığı 2002 yılından beri kamu görevlilerinin kayıpları ve özellikle kazanılmış haklarının budanması giderek artmaktadır.
2012 yılında yapılan değişiklikle, toplu görüşmenin adı toplu sözleşme olarak değiştirilmiş ama gerçek ve evrensel toplu sözleşme mantığı hayata geçirilememiştir.
Yerel yönetimlerde yetkili sendikalarca imzalanan sosyal denge sözleşmeleri ise toplu sözleşme olarak kabul edilmemektedir.
Toplu sözleşme süresinin iki yıla çıkarılması ise ayrı bir handikap oluşturmaktadır. Son yapılan toplu sözleşme isi bizim için ‘yok’ hükmündedir ve bir ‘toplu peşkeş sözleşmesi’ niteliğindedir.
Hükümetin önediği yüzde 3,5 + 3,5 toplamda yüzde 7’lik artış reddedilerek net 123 liralık artış teklif edilmiştir. Bu rakam düşük dereceli memurlarda yüzde 6, orta dereceli memurlarda ise yüzde 4’lük artışa karşılık gelmektedir. Bu durumda memurlar Nisan ayından beri kayıpla karşı karşıya kalmıştır. Üstelik 2014 yılı için işçi statüsünde çalışanlar enflasyon farkı alırken, memurlar alamamaktadır, çünkü enflasyon farkları sözleşmeyi imzalayan sendikalar tarafından Hükümete ikram edilmiştir.
Hükümetin 2014 yılı için öngördüğü yıllık enflasyon yüzde 5,3 iken, bu rakam yılın bitimine 5 ay kala aşılmıştır, ilk yedi aylık enflasyon temmuz ayı sonu itibariyle yüzde 6,18 olmuştur.
Peşpeşe üç seçimin yaşanacağı bir süreçte Hükümetten istediğini rahatlıkla alma imkanı varken, alma bir yana, elindekini veren, memurların kazanılmış haklarını iktidara ikram eden bir zihniyet memurları temsil etmemektedir.
Memurlar büyümeden pay alamayan, refah payı alamayan tek kitledir. Yine merhum Ecevit’in Başbakanlığı döneminde 2001 krizine rağmen memurlar her yıl enflasyon farkına ilaveten yüzde 2 oranında refah payı alabilmekteydi. Şimdi kriz olmayan, ekonominin çok iyi yolda olduğu ifade edilen bir dönemde refah payı istenememektedir.
Burada yetkili sendikalar kadar o sendikalara destek verenleri uyarmak zorundayız. Bir kuruluşun adında sendika kelimesinin olması o kuruluşu sendika yapmaz, sendikayı sendika yapan verdiği mücadele ve sağladığı kazanımlardır.
Görüşülmesinin tamamlanması Ekim ayına bırakılan Torba Yasada bile, vatandaşlık görevini yerine getirmeyen, Devleti söğüşleyen yüzsüzlere 100 milyar liranın üzerinde kıyak geçilmiş ama memurlarla ilgili en ufak bir iyileştirmeye yer verilmemiştir.”
DSP GENEL BAŞKANI MASUM TÜRKER: ‘SENDİKAL ÖRGÜTLENME ZAYIFLAMAKTADIR’
BASK Heyetini kabulde konuşan DSP Genel Başkanı Masum Türker Türkiye’de belirsiz yeni bir dönemin başladığını ifade ederek, “Türkiye’de bugüne kadar geleneklerle oluşturulan siyasal yapımız ve uzun bir geçmişe sahip olan hukuk sistemimiz reddedilmekte ve restorasyon adı altında dejenere edilmektedir. Türkiye’de Kamu Çalışanları Sendikalar Kanununda ve Anayasa’da yapılan değişikliklerle memurlar kıskaca alındı. DSP, iktidarda olduğu dönemde kamu çalışanlarının sendikal haklarını kazanmalarında büyük katkıda bulunmuştur. Bugün ne yazık ki ülkemizde sanayi toplumunun geliştirdiği sendikal örgütlenme zayıflamıştır.” dedi.
Türkiye’de sendikacılığının hak aramaktan çok hükümetin politikalarını kolaylaştıran bir noktaya geldiğini belirten Türker, “Bir gece ansızın çıkarılacak bir torba yasayla memurların haklarını, taleplerini hatta iş güvencelerini kaybetme durumu bulunmaktadır. İşçi sendikacılığı nasıl yok edildiyse, yeni gelişen memur sendikacılığının da yok edilmesi hükümet politikaları arasındadır. Memurun iş güvencesini kaldırmayı amaçlayan bu anlayış, kamu sendikacılığını da tamamen ortadan kaldırabilir. Bunların yaşanmaması için örgütlü sendikacılığın inançla ve kararlılıkla sürdürülmesi gerekmektedir. Demokratik Sol Parti olarak, emeğin yeni dünya düzeninde en iyi şekilde örgütlenmesini arzu etmekteyiz” dedi.