19 MAYIS “ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI”MIZ KUTLU OLSUN!
19 Mayıs, sadece bir bayram, sadece Atatürk’ü anma, sadece gençlik ve spor bayramını kutlama günü değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temellerinin atılmaya başlandığı günün, günlerin 104. yıldönümüdür.
Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve galip devletlerin Osmanlı Devletinin geri kalan topraklarını paylaşmak için işgallere başladığı, Türk Milletini Anadolu’da birkaç il ile sınırlı bir alana hapsetmek istediği büyük planı ortadan kaldırma harekatının da yıldönümüdür 19 Mayıs.
Bu nedenle 19 Mayıs’ı anlamına uygun kutlayabilmek için başımızı da 104 yıl öncesine döndürerek iki küçük alıntı yapmamız yerinde olur:
Atatürk, “Nutuk”un giriş bölümünde, tam 104 yıl önce, Sevr paçavrasının uygulamaya konulduğu; 13 Kasım 1918 tarihinden 6 ay, İzmir’in işgal edildiği 15 Mayıs 1919 tarihinden 4 gün sonra 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktığında andaki “Türk Yurdunun Genel Durumu”nu şöyle anlatır:
“1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüş :
Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta (Birinci Dünya Savaşında) yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes anlaşması (mütarekename) imzalanmış. Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, ulus, yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Genel Savaşa sürükleyenler, kendi yaşamlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan (Saltanat ve halifelik katında oturan) Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş, onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.
Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta.
İtilâf devletleri, ateşkes anlaşması hükümlerine uymayı gerekli görmüyorlar. Birer uydurma nedenle, İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul'da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep İngilizlerce işgal edilmiş. Antalya ile Konya'da İtalyan birlikleri, Merzifon'la Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve görevlileri ve özel adamları çalışmakta. Daha sonra, sözümüze başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919'da İtilâf Devletlerinin uygun bulmasıyla Yunan ordusu İzmir'e çıkarılıyor.
Bundan başka, yurdun dört bir bucağında Hıristiyan azınlıklar, gizli, açık, özel istek ve amaçlarının elde edilmesine, devletin bir an önce çökmesine çaba harcıyorlar.
Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgeler, İstanbul Rum Patrikliğinde kurulan Mavri Mira Kurulu'nun illerde çeteler kurmak ve yönetmekle, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla uğraştığını doğruladı. Yunan Kızılhaçı, Resmi Göçmenler Komisyonu, Mavri Mira Kurulu'nun çalışmalarını kolaylaştırmaya yardım ediyor. Mavri Mira Kurulu'nca yönetilen Rum okullarının izci örgütleri, yirmi yaşını aşmış gençleri de içine alarak her yerde geliştiriliyor.
Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Kurulu ile düşünce birliği içinde çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tam olarak Rum hazırlığı gibi ilerliyor.
Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz kıyılarında kurulan ve İstanbul'daki merkeze bağlı Cemiyeti kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor. (Sadeleştirilmiş metin Kültür Bakanlığı sitesinden alınmıştır)”
Atatürk “Düşünülen Kurtuluş Yolları” ile devam eder.
GENÇLİĞE HİTABE…
Ve “Nutuk”u “Gençliğe Hitabe”nin yer aldığı son bölümünde son bölümünde şöyle tamamlar:
“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur”.
Evet, 104. yılında 19 Mayısı anlamak için tarihin sayfalarına yeniden bakmak gerekir.
Evet, 19 Mayıs milli bir bayramımızdır.
Bu çerçevede; 19 Mayıs "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı"nın 104. yıl dönümünü kutlar ve bu coğrafyayı vatana dönüştürerek bize emanet edenlere minnet ve şükranlarımızı sunarken; bayramların milli birlik ve beraberliğimizin, barışın ve demokrasinin pekiştirici harcı olmasını ve hep bayram tadında geçmesini dileriz
BAĞIMSIZ YAPI-İMAR SEN YÖNETİM KURULU