“MERDİVENALTI SÖZLEŞME”YE KARŞI İPTAL DAVAMIZ DANIŞTAY’DA…

“Memur-Sen + Kamu-Sen” işbirliği sonucu Hükumet ile imzalanan “merdivenaltı 6. Dönem (2021-2022) toplu sözleşme”nin Anayasaya aykırı ve hukuk dışı maddelerinin iptali için Bağımsız Yapı-İmar Sen adına Danıştay 12. Dairesinde 2021/6485 dosya nosu ile açılan dava devam ediyor.

10 Eylül 2021 tarihinde açılan Dava, “merdivenaltı sözleşme”nin açıkça hukuka aykırı olması ve telafisi imkansız zararlar yaratacağından öncelikle “yürütülmesinin durdurulması” da istendi.

“Merdivenaltı sözleşme”nin uluslararası sözleşme hükümleri, Anayasa ve Yasalara aykırı maddeleri hem memurlar arasında ayrımcılık öngörüyor hem de örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldıran hükümler içeriyor.

Av. Ömer Furkan Avcı tarafından açılan davada Bakanlığın savunmasının alınmasından sonra Danıştay’ın “yürütmeyi durdurma” kararı vermesi bekleniyor.

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın emsal kararları da bu yönde.

Böylece kamu görevlileri ve emeklileri rahat bir nefes alacak.

Sendikamızın açtığı dava yanı sıra BASK üyesi sendikalar ve diğer sendikalar tarafından da 100’ün üzerinde dava açıldı.

Bu arada Sendikamız Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve diğer uluslararası örgütler nezdinde girişimlerini  sürdürüyor.

Bağımsız Yapı-İmar Sen olarak “merdivenaltı sözleşme”yi çöpe atıncaya kadar hem hukuk önünde hem de kamuoyunda mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.

Ki bir daha hiç kimse ve hiçbir yapı kapalı kapılar ardında böylesine utanç verici girişimlerde bulunmasın.

“MERDİVEN ALTI SÖZLEŞME”NİN DAVA KONUSU MADDESİ NEYDİ?

Bilindiği gibi 6. Dönem toplu sözleşme görüşmelerinde “Memur-Sen + Kamu-Sen” ortaklığında istenen 600 TL tutarındaki seyyanen artışa karşılık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile kapalı kapılar ardında yapılan “merdivenaltı  pazarlıklar” sonucu tüm memurları ve emeklilerini kapsayacak  taban maaş artışı yerine, toplu sözleşme teklifinde yer almayan başka bir madde üzerinde anlaşıldı. Bu maddeye göre Ocak 2022’den itibaren sadece % 1 üye barajını aşan sendikaların üyelerine 3 ayda bir 400 TL “toplu sözleşme ikramiyesi” ödenecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı kapalı kapılar ardında yapılan pazarlığı şöyle açıklamıştı:

“"Hizmet kolları düzeyinde hem genel sözleşme şartlardan yararlanma konusunda bir sendika enflasyonu var. Merdiven altı diyebileceğimiz yapılar var. Onların da önüne geçebilmek için yüzde 1 örgütlenme düzeyi olan sendikaların bundan istifade edebilmesini kararlaştırdık. Memur-Sen Konfederasyonumuzun seyyanen zam talebi vardı. Biz seyyanen zammı karşılama konusunda uzlaştığımız rakamları dikkate aldığımız zaman onun getireceği yükün artık bir sosyal uzlaşmadan çok, ekonomik bir soruna dönüşmemesi için bir başka öneride bulunduk. 135 lira olan toplu sözleşme ikramiyesini doğrudan yaklaşık 2 milyon sendika üyesi çalışanlarımızın toplu sözleşme ikramiyesini 400 lira olarak önerdik. Bu konuda da bir uzlaşmaya vardık.”

Bakan Bilgin’in “ekonomik sorun” olarak gördüğü seyyanen artış yapılsaydı, yani 3 ayda bir sendika üyelerine ödenecek 400 TL seyyanen yapılsaydı ne olacaktı:

Seyyanen artıştan 2 milyon 175 bin memur emeklisi aylık 104,00-110,93 TL yararlanacaktı.

Aralarında 1 milyon civarında asker, polis, ceza ve konuma memurları vb. olduğu 4 milyon kamu görevlisinin aylıkları 94,34 TL artacaktı.

4 milyon kamu görevlisinin emeklilik ikramiyesi de 3.333 TL ile 4.000,00 TL artacaktı.

Ama Bakanın “sadece baraj üstü sendikaların üyeleri taban maaşlarına ve emeklilik tazminatlarına yansıtılmamak şartıyla alsın, ekonomik soruna dönüşmesin” şeklinde açıkladığı, pazarlığı kapalı kapılar ardında yapılan madde ile 3 ayda bir 400 TL baraj üstü sendikaların üyelerine ödeme yapılması kararlaştırıldı.

Böylece Memur-Sen ve yancısı Kamu-Sen’e muhalif olan sendikalar üyelerini kaybedecek ve kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklardı.

Ayrıca Memur-Sen ve yancısı Kamu-Sen’e bir iyilik daha yapalım: Bundan sonra kimse yeni bir memur sendikası kurmaya yeltenmeyecekti.

Hesap bu.

Bu oyunu bozacağız.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, hem uluslararası sözleşmelerde hem Anayasa ve yasalarda yer alan örgütlenme özgürlüğüne karşı savaş açmıştır.

Danıştay’ın kararları açıktır.

Anayasa Mahkemesinin kararları da açıktır. Üstelik bu kararlar yine Memur-Sen’in imzaladığı “Toplu sözleşme” metinlerinde yer alan hukuka aykırı uygulamalara karşı alınmıştı.

Bu “merdivenaltı paçavra”ya en güzel cevabı yargı verecek.

Ve sarı sendikalar bir daha kamu görevlilerinin haklarına el uzatamayacak.