TBMM’DE MEMURLAR İÇİN NELER KONUŞULUYOR?
TBMM Genel Kurulunda 2019 yılı Bütçe Kanunu Teklifi görüşülüyor.
Siyasi parti gurupları veya kendileri adına konuşan milletvekilleri yerli-yersiz ama fırsat buldukça memurları ilgilendiren veya memurlarla ilgili konularda görüş açıklıyor.
16 Aralık 2018 Pazar günü TBMM Genel Kurulunda Sağlık Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının, bağlı ve ilgili kuruluşlarının bütçeleri görüşüldü.
Siyasi parti grupları ve şahısları adına milletvekilleri görüş açıkladı. Bu arada zaman zaman memur sorunlarına da değinildi.
Aşağıda; memurlarla ilgili yapılan konuşmalardan alıntıları paylaşarak, milletvekillerinin memur sorunlarına ne kadar ilgi duyduklarını, sorunları ne kadar bildiklerini, sorunların iktidar ile muhalefet sözcüleri arasında hangi polemiklere konu olduğunu birlikte görelim.
Çünkü birkaç dönemdir TBMM’de işçi ve memur sendikaları kökenli milletvekilleri var. Çünkü TBMM’de temsim edilen partilerin yan kuruluşu, arka bahçesi sendika ve konfederasyonlar var. O sendiku ve konfederasyonlar, yandaşı veya arka bahçesi oldukları partilere sorunlarını aktarıyor olmalılar.
İşte BASK/AR-GE Biriminin TBMM Genel Kurul tutanaklarından yaptığı seçmeler:
(Memur ve engelliler ile ilgili genel sorunlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Çanakkale) -
Engelli kardeşlerimizin atamalarına devam edilmektedir. Ekim ayı sonu itibarıyla kamuda istihdam edilen engelli memur sayısı 53.964'e ulaşmıştır.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından 2014 yılından bugüne 23.829 şehit yakını, gazi ve gazi yakınının kamuda istihdamı gerçekleştirilmiştir. Ailelerimizin her zaman yanlarında olduk, olmaya da devam edeceğiz.
….
Çalışma hayatına getirilen yenilikleri başlı başına saymak vakit darlığı itibarıyla mümkün olmayacaktır. Sadece, 1 Mayısın Emek ve Dayanışma Günü olarak kabul edilmiş olması, emeğin kutsallığına inanmış, yola çıkarken "İşçinin emeğinin karşılığını alın teri kurumadan veriniz." düsturunun bir yansıması olarak görebilmeliyiz. Bu anlayış belki de bugün geçtiğimiz süreçlerden, zorlu süreçlerden sağlıklı çıkmayı başaracak bir ön adım olarak görmek mümkün olacaktır.
AK PARTİ GRUBU ADINA HALİL ETYEMEZ (Konya) –
On altı yıllık AK PARTİ iktidarımız döneminde, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde büyük projeler, dev yatırımlar ve ekonomik kalkınmanın yanı sıra çalışanını koruyan, çalışamayanına bakan gerçek bir sosyal devlet anlayışıyla politikalarımızı yürüttük. Özellikle devlet yönetiminde ve kamu personel sisteminde kariyer, liyakat ve ehliyet ilkelerini her zaman temel unsur olarak gördük. Devletin vesayet unsurlarından kurtulması ve şeffaf bir yönetim anlayışı benimseyebilmesi için tüm çalışmalarımızı bu temel değerler üzerine inşa ettik.
Bu çerçevede Devlet Personel Başkanlığı, kamu personelimizin kadro işleri, mali ve sosyal hakları, sicil, disiplin ve ödüllendirme işlemlerini yürütürken kamu yönetimi ve kamu personel sistemini yönlendirmek, rehberlik etmek, Türkiye'nin dört bir yanında ve yurt dışında düzenlediği eğitimler, çalıştaylar ve seminerlerle kamu çalışanlarının mesleki gelişimlerine önemli katkılar sunmaktadır.
…
Bu noktada sendikal örgütlenmeleri, demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olarak görerek özellikle son altı yılda kamu görevlilerinin örgütlenme hakkına ilişkin ciddi gelişmeler sağladık. 12 Eylül 2010 referandumu ve 2012 yılında paydaşlarımızla birlikte yaptığımız kanun değişikliğiyle kamu görevlileri sendikacılığını, toplu sözleşme dönemini başlattık. Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığımız öncülüğünde Devlet Personel Başkanlığımız, toplu sözleşme sürecini tüm ilgili paydaşlarla istişare kanallarını sürekli açık tutarak, şeffaf, katılımcı ve müzakereci bir anlayışla yürütmektedir. Kamu yönetiminde örgütlenme hakkını geliştirmemiz ve memurlarımıza tanıdığımız toplu sözleşme hakkı, sendikalaşma oranının yüzde 68'lere kadar ulaşmasını sağlamıştır.
Hükûmetimiz döneminde kamu çalışanlarımızı hiçbir zaman enflasyona da ezdirmedik. Aile yardım ödeneği dâhil en düşük memur maaşı 2002 yılında 392 TL iken 2018 itibarıyla en düşük memur maaşını 3.133 TL'ye çıkardık. Bu artış tam yüzde 700 oranlarındadır. Ayrıca 300 bini aşkın sözleşmeli personeli kadroya aldık. 4/C'lileri 4/B statüsüne geçirerek 4/C statüsünü ortadan kaldırdık. 2005 sonrası işe başlayan devlet memurlarımıza ilave 1 derece verdik. Kamu çalışanlarımız arasında eşit unvana eşit ücret düzenlemesini hayata geçirdik. Çıkardığımız kanunla memurlarımıza disiplin affı getirdik. Banka promosyonlarının tamamının kamu çalışanlarına ödenmesini sağladık. Antidemokratik uygulamalardan kaynaklanan mağduriyetlere de son verdik. İnançları gereği başını örterek çalışmak isteyen kamu görevlilerimizin çalışmaları yönündeki engelleri kaldırdık. 28 Şubat sürecinde başörtüsü sebebiyle aday memurken görevine son verilenlerin kurumlarına yeniden atanmalarına imkân sağladık. Sicil raporu uygulamasına son verdik. Akademik personele "yükseköğretim tazminatı" ve "akademik teşvik ödeneği" adı altında iki ödeme unsurunu getirerek maaşlarında ciddi iyileştirmeler sağladık. 1 milyona yakın taşeron işçiyi daimî işçi kadrosuna geçirerek önemli bir mağduriyeti giderdik. 1 Mayısı resmî tatil ilan ederek Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanmasını sağladık.
… kendilerine her zaman minnet borçlu olduğumuz şehit ve gazi yakınları ile gazilerimizin 24 bininin istihdamını son dört yılda gerçekleştirdik. 2002 yılında 5.777 olan engelli memur sayısını bugün itibarıyla 53.964'e ulaştırdık. Bu ay içerisinde 2.504 engelli kardeşimizin daha atamalarının gerçekleştirilmesi planlanıyor.
CHP GRUBU ADINA ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) –
Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin çok ciddi sorunları var. Bakın, personelin özlük hakları ciddi bir problem, personelin çalışma saatleri ciddi bir problem. Seçim meydanlarında 3600 ek gösterge konusunda her gittiğiniz yerde vaatlerde bulundunuz. Siz değerli milletvekilleri, sizler söylediniz, Sayın Bakanım siz söylediniz, Sayın Genel Başkanınız söyledi, "3600'ü halledeceğiz." dediniz, polisleri umutlandırdınız ama seçim bitti, oyları aldınız, Ankara'ya geldiniz, bu koltuklara oturdunuz, saraya oturdunuz, polisleri unuttunuz; yazıktır, günahtır. 3600 konusunda verdiğiniz sözü tutmaya davet ediyoruz sizi.
CHP GRUBU ADINA CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) -
Ülkemizde kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz. Öncelikle sormak isterim, hangi ülke, nasıl bir ülke kendisini feda etmiş şehitleri, kendisini ülkesine siper etmiş gazileri arasında ayrım yapar? Bakın, 15 Temmuz şehitlerinin yakınlarından ilkokul mezunu olanlar memur olabilirken, bu, diğer şehit ailelerine tanınmadı. 15 Temmuz gazilerine tazminat ödenirken, bu, diğerlerine tanınmadı. Bugün şehit yakınları arasında, gazilerimiz arasında maaş farkı var. Bunun eşitsizliğe sığmamasını geçtim ama ahlaka ve vicdana sığıyor mu? Bedel ödemiş insanlar arasında ayrım yapılabilir mi? Adalet anlayışınız herhâlde bu sizin, adalet anlayışınız bu.
…
CHP GRUBU ADINA ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
… bu bütçede Sayın Cumhurbaşkanı kendisine yüzde 26 zam yapmıştır, 10 bin de emekli maaşı vardır; asgari ücretin 25 katı kadar ücret almaktadır. Tabii ki bizim, Sayın Cumhurbaşkanının maaşında gözümüz yok ancak emekliye, işçiye, memura ne kadar zam yapacaksınız?
… eğer Cumhurbaşkanınız kadar zam yapılması isteniyorsa emeklinin, işçinin, memurun maaşına da en az yüzde 26 zam yapılmalıdır arkadaşlar.
MHP GRUBU ADINA SERMET ATAY (Gaziantep) -
Emniyet Genel Müdürlüğümüzde çalışan bir polisin terfide yaş sınırı 45 iken Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlikte çalışan ve polis memurunun muadili olan bir uzman jandarma ve uzman çavuşların terfilerinde yaş sınırı 35 olarak belirlenmiştir. Bu durum, uzman jandarma ve uzman çavuşlar aleyhine bir eşitsizlik ve haksızlıktır. Kolluk kuvveti olarak İçişleri Bakanlığına bağlandığı hâlde terfi yönünden hâlâ Silahlı Kuvvetlerde görevli uzman çavuşlarla mukayese edilmesi yanlış bir uygulamadır. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığında çalışan uzman çavuş ve uzman jandarmaların İçişleri Bakanlığına bağlandığı ve bundan sonra Emniyet Genel Müdürlüğündeki polis teşkilatında çalışan muadilleriyle beraber aynı terfi sistemine tabi olması gerektiği düşüncesindeyiz.
MHP GRUBU ADINA SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) –
Peki, bunları yerleştirdik, istihdam ettik, devletten iş istiyorlar, karşılığı Devlet Personel Başkanlığı. Orada da yanlış yapmışız. Bunca zaman yanlış yapıyoruz ve sürdürüyoruz. Anayasa 128, madde diyor ki: "Devletin asli işleri devletin memurları tarafından gördürülür." Evet, 657 Sayılı Kanun'da 4/B'lilik vardır ama oradaki 4/B sözleşmelidir ve sözleşme geçici işler, kısa süreli işler, özel işlerle ilgilidir, daimî işlerle ilgili sözleşme yoktur. Sözleşmeli çalışmak Anayasa'ya aykırıdır. Her ne türden olursa olsun sözleşmeli tüm kadroların ve taşeron kadrolarının hepsini kadroya geçirilmesini istiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisinin görüşü budur.
MHP GRUBU ADINA ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep)-
Yardımcı hizmetler sınıfı personeli dediğimiz ve "YHS personeli" diye bilinenler ise iş yerinde memurluk yapıyor, masa başında bilgisayar kullanıyor ve genel idari hizmetler sınıfında memurlar gibi çalışıyor. YHS personeli ise "memur" unvanı veya yaptığı işe göre "veri hizmetleri kontrol unvanı" almayı bekliyor.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN CESUR (Isparta) –
Yine, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü konusuna değinmek istiyorum. Yeni açıklanan İkinci 100 Günlük Plan'da Aile Bakanlığı bölümünün ilk maddesinde 2019 yılının yaşlı yılı ilan edilmesi öngörülmüş. Çok destekliyorum. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde birleştirilen, görevi içinden çıkılmaz bir hâle gelen bakanlıklardan biri bana göre Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. Bu Bakanlığımızın genel müdürlüklerinden birisi de "Engelli ve Yaşlı Hizmetleri" olarak adlandırılmış. Şimdi, Sayın Bakanımız yeni ve kendisi muhtemelen bunun sorumlusu değiller ancak yaşlılar ile engellileri aynı kategoriye koyarak ikisine birden hizmet vermeye çalışmak hangi aklın sonucu bilmiyorum. Bu iki kesimin sorunları ve çözüm önerileri de ortak değil ki. Aynı müdürlükte neden birlikte düşünüldüler? Şimdi bu bana şunu hatırlatıyor: Bir zamanlar İzmir'de körler ve sağırlar okulu açılmıştı. Demişlerdi ki: "Sağırlar görüyor, körler işitiyor; onlar birbirlerine destek olsunlar." Ama kazın ayağı öyle olmadı, 1950'li yıllarda bu bozuldu ve Millî Eğitim Bakanlığına bağlandı, o zamandan beri ayrı ayrı okullar olarak işliyor.
Şimdi, özürlüler araştırmasına göre Türkiye'de toplam nüfusun içinde engellilerin oranı yüzde 12, sayıları 10 milyonu buluyor ve nüfusumuzun giderek yaşlandığı da dikkate alındığında, bu iki kesimin ayrı ayrı örgütlenmelerinin doğru olduğuna inanıyorum.
Gelelim memurlara: Memur aylıklarına, son olarak, temmuzda yüzde 3,5 artış yapılmış. Enflasyon oranının artmasına bağlı olarak memurların ve emeklilerin yüzde 7,17 oranında alacakları mevcut. Memur ve emeklilerin aylıklarını düzenleyen 4'üncü toplu sözleşme 2019 yılı Ocak ayı için yüzde 4, Temmuz ayı için yüzde 5 artış öngörmüştü. Oysa 2019 yılı enflasyon tahmini yüzde 15,9. Bu ne demek oluyor? Bu, şu demek oluyor: Demek ki bu toplu sözleşme çöktü, tekrar yenilenmesi gerekiyor, revizyona uğraması gerekiyor. 2018 yılı kayıplarının, yılbaşı öncesi memurlara ödenecek bir ikramiyeyle karşılanması bana göre mümkün. Bütçe teklifinde yok ama bunu da dikkate almak gerektiğini söylemek istiyorum.
Bir diğer konu "hizmetli" olarak bildiğimiz, bugün sayıları 110 bin civarında olan yardımcı hizmetler personeli. Şimdi, bunların yaptığı işler taşeron işçilere devredildi bir KHK'yle ve buradaki personel, eğitim durumlarına göre, başka işlerde kullanılıyor. Zaten eğitimlerini de yenilediler bunlar zaman içerisinde. Şimdi ben, burada, sayıları 110 bini bulan çok ciddi bir sayıda vatandaşımızdan bahsediyorum; bunların fiilen, eğitim durumlarına göre, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızda memur kadrolarına geçirilmelerinin uygun olduğunu düşünüyorum ve öneriyorum.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) -
Memur sendikacılığı bakımından her ne kadar iktidarınız zaman zaman övünse de ciddi bir mesafe aldığımız düşünülemez. Mesela, geçen, Kamu Personeli Danışma Kurulu yapıldı. Yılda 2 kez yapılır. Bağlayıcı bir kurul değil, öyle dostlar alışverişte görsün misali yılda 2 kez toplanır, çay içilir, pasta yenir. Orada karar da alınmaz, alınan kararlar varsa onlara da uyulmaz. Geçmişte alınan kararlar var burada; mesela disiplin affı var. 2005 yılında bir disiplin affı çıkarılmıştı, o günden bugüne geçen on üç yıl içerisinde bir disiplin affı çıkarılmadı mesela. Neden bu uygulanmaz, bunu anlamak mümkün değil. Bu uygulanmadı.
CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) –
Bakanlıkla birlikte ama Bakanlıktan ayrı, Bakanlıktan daha eski, kendine has bir serüvenin içinden gelir. Mülki idare söz konusu olduğunda devlet memurluğunun bazen devletliği, bazen memurluğu ön plana çıkar, Türk idare sisteminin gözlerden kaçan dramı budur. Devletlik ve memurluk arasındaki gerilim yani yönetmek ile hükmetmek, yönetmek ile hizmet arasındaki gerilim. Bu gerilimi halledebildiğimiz gün idari maceramız yeni bir safhaya geçecektir
Tanzimat'ın Keçecizade Fuat Paşa'sı "Hiçbir ıslahat, vasıflı memur yetiştirmenin yerini tutamaz." diyordu. İnanın, Türkiye o günden beri memurunun vasıfları üzerinde hiçbir zaman düşünme fırsatı bulmadı hep telaşlı, hep bir şeylere yetiştirme telaşıyla. Türkiye modernleşmesini buna rağmen memurları eliyle tamamladı, bu vasıfları hakkında düşünme fırsatı bulamadığımız aktörlerle. Rahmetli Mümtaz Turhan Hoca'nın ifadesiyle "Biz zoraki kültür değişmelerimizi devlet ve memurlar eliyle tamamladık." İdari gelenek kolay oluşmuyor dedik. Türkiye'de mülki idare amirliği kadar saygın ve meşru yeni bir idari bir aktörü yeniden inşa etmeye kalkarsak inanın bu iş yıllar alır.
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK –
2002'de kamu kurumlarında 5.777 engelli memur istihdam edilirken bugün bu rakamı yaklaşık 10 kat artırarak 54 bine ulaştırdık. 24 aralık tarihinde de inşallah 2.500 engelli kardeşimizin daha atama kurasını yapacağımızın müjdesini vermek isterim. Destekli istihdam yönteminin uygulama modeli olan iş koçluğu sistemi esas alınarak yürütülen "İşe katıl, hayata atıl." projesiyle de engelli bireylerin sürdürülebilir istihdamını destekliyoruz.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) –
(İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu’ya hitaben) Memurlarınıza 3600 ek göstergeyi verecek misiniz Sayın Bakan?
(3600 ek gösterge konusu)
CHP GRUBU ADINA CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) –
3600 ek göstergeyle umutlandırdığınız ama daha sonra yüz üstü bıraktığınız 100 binlerce kamu çalışanından mı, yoksa 30 bin çalışan emekçinin hayatına mal olan iş cinayetlerine karşı vurdumduymazlıktan mı?
MHP GRUBU ADINA SERMET ATAY (Gaziantep) –
Ayrıca, ileride hemşire, polis, din görevlilerine uygulanması planlanan 3600 ek göstergeden uzman jandarma ve uzman çavuşların da yararlandırılması gerektiği düşüncesindeyiz.
MHP GRUBU ADINA ÜMİT YILMAZ (Düzce)-
Polis teşkilatı mensuplarının bizden öncelikli olarak beklentileri 3600 ek gösterge haklarının verilmesidir.
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul)-
Polislerimize, kahraman polislerimize 3600 ek gösterge konusu var, o konuyla ilgili de bir cevap verebilirseniz sevinirim.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) -
3600 ek göstergeyi söylemeyeceğim, bu konuyu mutlaka yapmalıyız.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) –
Siz polise 3600'ü ne zaman veriyorsunuz, onu söyleyin. 3600'ü ne zaman veriyorsunuz polise?
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Bir de Sayın İçişleri Bakanımıza sekiz sene önce Mecliste söylediğim bir lafı tekrar ederek bir şey hatırlatmak istiyorum: Çok övündüğünüz, bizim de çok övündüğümüz kahraman polisimiz -Sayın Bakan- şehit olmaktan korkmuyor, emekli olmaktan korkuyor, 3600'ü bekliyor
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) -
Cumhuriyet Halk Partisi olarak yıllardır polislerimize 3600 ek gösterge vereceğimizi söyledik. Şimdi İçişleri Bakanına soruyorum: Bu vaadinizi siz ne zaman yerine getireceksiniz? Yani polislere ne zaman 3600 ek gösterge verilecek?
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sayın İçişleri Bakanımıza teşekkür ediyorum. 3600 ek göstergeyle ilgili de Plan Bütçe Komisyonunda bir sözü vardı, tekrar bunu hatırlatırken uzman jandarmalar 3600 ek göstergeden faydalanmak istiyorlar
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU -
Sorulara cevap olarak ilk önce polislerimizin 3600 ek göstergesiyle başlamak isterim. Bunu Millî Eğitim Bakanımız da söyledi, Sayın Cumhurbaşkanımız da; polislere, öğretmenlere, hemşirelere -yanılmıyorsam imamlara- 3600 verilecek, iki iki daha dört. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK –
Ek göstergeye gelince… Cumhurbaşkanımızın verdiği her sözün biz arkasında durduk ve cumhurbaşkanımızın verdiği her söz de tutuldu. Dolayısıyla AK PARTİ bugüne kadar vermiş bulunduğu her sözü eksiksiz olarak yerine getirdi. Takip ediyor musunuz bilmiyorum ama daha üç gün önce, 13 Aralık 2018 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanan İkinci 100 Günlük Eylem Planı'nda öğretmenlerin ek göstergelerinin 3600'e çıkarılacağına dair madde bulunmakta.
(Yardımcı hizmetler Sınıfı)
MHP GRUBU ADINA NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) –
Yardımcı hizmetler sınıfı bütünüyle kaldırılmalı, söz konusu kadroda görev yapanlar genel idare hizmetleri sınıfına alınmalıdır.
MHP GRUBU ADINA ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) -
Yardımcı hizmetler sınıfı personeli dediğimiz ve "YHS personeli" diye bilinenler ise iş yerinde memurluk yapıyor, masa başında bilgisayar kullanıyor ve genel idari hizmetler sınıfında memurlar gibi çalışıyor. YHS personeli ise "memur" unvanı veya yaptığı işe göre "veri hizmetleri kontrol unvanı" almayı bekliyor.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN CESUR (İstanbul) -
Bir diğer konu "hizmetli" olarak bildiğimiz, bugün sayıları 110 bin civarında olan yardımcı hizmetler personeli. Şimdi, bunların yaptığı işler taşeron işçilere devredildi bir KHK'yle ve buradaki personel, eğitim durumlarına göre, başka işlerde kullanılıyor. Zaten eğitimlerini de yenilediler bunlar zaman içerisinde. Şimdi ben, burada, sayıları 110 bini bulan çok ciddi bir sayıda vatandaşımızdan bahsediyorum; bunların fiilen, eğitim durumlarına göre, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızda memur kadrolarına geçirilmelerinin uygun olduğunu düşünüyorum ve öneriyorum.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) -
İzinlerin iş günü esasına göre kullanılması hâlâ düzenlemedi, bu KPDK kararıdır. Yardımcı hizmetler sınıfına ek gösterge verilmesi, bu da KPDK kararıdır; kulakları çınlasın, taa, Sayın Faruk Çelik döneminde alınan bir karardır, hâlâ hayata geçmedi.
…
Yardımcı hizmetler sınıfının memur kadrolarına alınmasıyla ilgili talebi burada benden önce konuşan arkadaşlarımız da ifade etti.
(Toplu sözleşme)
AK PARTİ GRUBU ADINA HALİL ETYEMEZ (Konya) -
12 Eylül 2010 referandumu ve 2012 yılında paydaşlarımızla birlikte yaptığımız kanun değişikliğiyle kamu görevlileri sendikacılığını, toplu sözleşme dönemini başlattık. Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığımız öncülüğünde Devlet Personel Başkanlığımız, toplu sözleşme sürecini tüm ilgili paydaşlarla istişare kanallarını sürekli açık tutarak, şeffaf, katılımcı ve müzakereci bir anlayışla yürütmektedir. Kamu yönetiminde örgütlenme hakkını geliştirmemiz ve memurlarımıza tanıdığımız toplu sözleşme hakkı, sendikalaşma oranının yüzde 68'lere kadar ulaşmasını sağlamıştır.
CHP GRUBU ADINA KANİ BEKO (İzmir) -
Sayın Cumhurbaşkanı "Taşeron işçilere kadro veriyoruz." dediğinde kamuya, belediyelere ve özel idarelere taşeron işçileri aldılar almasına ama ben o zamanlar burada uyarmıştım, dolayısıyla bu Meclisten 690 Kanun Hükmünde Kararname'yle utanç verici bir yasa çıkardık, ne çıkardık biliyor musunuz? 1 milyona yakın kamuda, belediyelerde ve özel idarelerde çalışan bu arkadaşlarımıza 2020 yılına kadar toplu sözleşme yok, kadroluya 4 ikramiye, taşeron işçisine ikramiye yok; kadroluya sosyal hak var, taşeron işçisine sosyal hak yok. Bu, eşitlik ilkesine ve Anayasa'ya aykırıdır. 2020 yılına kadar verilecek olan ücret sadece yüzde 4, artı, yüzde 4; enflasyon yüzde 25 yani siz resmî enflasyonu, bir de pazar enflasyonunu düşünecek olursanız bu arkadaşlarımıza yapılan haksızlığı tekrar gözden geçirmek zorundayız.
CHP GRUBU ADINA ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) -
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de kayıtlı çalışanların yüzde 43'ü asgari ücretle çalışmakta ve asgari ücret miktarı 10 milyon çalışanı direkt ilgilendirmektedir. Bu sebeple asgari ücret, Türkiye'deki en büyük toplu sözleşmedir arkadaşlar.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN CESUR (İstanbul) -
Gelelim memurlara: Memur aylıklarına, son olarak, temmuzda yüzde 3,5 artış yapılmış. Enflasyon oranının artmasına bağlı olarak memurların ve emeklilerin yüzde 7,17 oranında alacakları mevcut. Memur ve emeklilerin aylıklarını düzenleyen 4'üncü toplu sözleşme 2019 yılı Ocak ayı için yüzde 4, Temmuz ayı için yüzde 5 artış öngörmüştü. Oysa 2019 yılı enflasyon tahmini yüzde 15,9. Bu ne demek oluyor? Bu, şu demek oluyor: Demek ki bu toplu sözleşme çöktü, tekrar yenilenmesi gerekiyor, revizyona uğraması gerekiyor. 2018 yılı kayıplarının, yılbaşı öncesi memurlara ödenecek bir ikramiyeyle karşılanması bana göre mümkün. Bütçe teklifinde yok ama bunu da dikkate almak gerektiğini söylemek istiyorum.
(4/B, 4/C Kapsamında Çalışanlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HALİL ETYEMEZ (Konya) –
4/C'lileri 4/B statüsüne geçirerek 4/C statüsünü ortadan kaldırdık.
MHP GRUBU ADINA SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) –
Evet, 657 Sayılı Kanun'da 4/B'lilik vardır ama oradaki 4/B sözleşmelidir ve sözleşme geçici işler, kısa süreli işler, özel işlerle ilgilidir, daimî işlerle ilgili sözleşme yoktur. Sözleşmeli çalışmak Anayasa'ya aykırıdır. Her ne türden olursa olsun sözleşmeli tüm kadroların ve taşeron kadrolarının hepsini kadroya geçirilmesini istiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisinin görüşü budur.
MHP GRUBU ADINA NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) –
Kamuda kadro alamayan taşeron işçiler, 4/B'liler, sözleşmeli ve geçici çalışanların kadroya geçirilmesi amacıyla verdiğimiz kanun teklifi ivedilikle Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmelidir.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) -
Değerli milletvekilleri, çalışma hayatı iktidarınız döneminde âdeta hercümerç edildi yani 2002 yılından bu yana çalışma hayatında uyguladığınız yeni istihdam türleri kamu sistemini yerle yeksan etti, kamu çalışanlarını gerçekten mutsuz kıldı. Bakın, 4/B, 5393 sayılı Kanun'un 49'uncu maddesine göre çalışan belediye çalışanları, idari hizmet sözleşmesi adı altında çalışanlar, vekil ebe, vekil hemşire, vekil imam sizin döneminizde icat edilmiş çalışma biçimleridir maalesef; artık buna bir son vermek lazım.
…
Değerli arkadaşlarım, bu 4/B sistemi -aslında hepsine 4/B diyebiliriz- kabul edilebilecek bir sistem değildir. Gerçekten bir hukuk devletine yakışır bir sistem değildir çünkü aynı şeyi yapan insanların farklı hukuki normlara tabi tutulması, özlük hakları bakımından farklı farklı haklara sahip kılınması gerçekten kamuda hem verimliliği azaltmakta hem de huzuru, çalışma barışını ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla bu sistemin tamamının kadrolu olacak şekilde yeniden düzenlenmesi önemlidir.
…
4/C'den 4/B'ye geçenlerin emeklilik hakkı. Burada çok sıklıkla konuşuyoruz. Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili konuşurken şöyle bir savunma yapıyorsunuz: "Efendim, erken yaşta emeklilik bu." Erken yaşta emekliliğe karşı mısınız? Karşısınız. O hâlde, şunu cevaplamanız lazım: 4/C'den 4/B'ye geçen, hatta bazı sözleşmelilerin emekli maaşı almaya hak kazandığı andan itibaren sözleşmeleri yenilenmiyor, kadrolular 65 yaşına kadar isteğe bağlı çalışırken bunlara diyorlar ki: "Hayır, efendim, siz emekli olacaksınız." 48 yaşında olabilir, 50 yaşında olabilir. Efendim, hani erken yaşta emekliliğe karşıydık? Defalarca dile getirdik, geçmiş dönemlerde Çalışma Bakanlarına bunları anlattık ama hâlâ bu sözleşmelilerin sözleşme metninde bu madde duruyor. Hem "Erken yaşta emekliliğe karşıyız." diyeceksiniz hem de bu sözleşmelilerin sözleşmesini "Emekli maaşı almaya hak kazandınız." diye feshedeceksiniz. Bu ciddi bir mantık hatasıdır, ciddi bir mantık hatasıdır. Dolayısıyla eğer erken yaşta emekliliğe gerçekten karşıysanız bu sözleşmeli personelin de 65 yaşına kadar -isteğe bağlı olarak tabii- çalışmalarına izin vermek durumundasınız.