KIZILDERİLİ SOYKIRIMININ SORUMLUSU ABD’NİN “SOYKIRIM İFTİRASI”, TÜRKİYE’YE KARŞI ÖRTÜLÜ SAVAŞ İLANIDIR.
TEHCİR KARARI VATAN SAVUNMASINDAN İBARETTİR
Sözde müttefiki olduğumuz ABD’nin Joe Biden’in 1915 olaylarının soykırım olarak kabul edilmesi açıklaması Türkiye’ye karşı örtülü bir savaş ilanıdır.
Boyundan büyük işlere kalkışan Biden’in bu açıklaması yok hükmündedir.
Kendi tarihlerindeki ve toplumlarındaki utanç sahnelerini örtbas etmek isteyenlerin yeni taktiklerine boyun eğmeyeceğiz
Ülkelerini işgal ettikleri Kızılderilileri soykırıma tabi tutanların 1915 olayları konusunda açıklama yapması sadece alçakça bir iftira ve sözde müttefik ülkenin ihanetinden de öte, örtülü bir savaş ilanı olarak anlaşılmalıdır.
Ne yazık ki açıklamayı yapan Biden, Türkiye’nin müttefiki(!) ABD’nin başkanıdır.
Onlarca imparatorluk ve devlet kuran milletimizin tarihinde utanç duyacağımız bir olay yaşanmadığı gibi 1915 tehcirine ilişkin tarihi gerçekleri hatırlatarak kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Tehcir kararının alındığı 27 Mayıs 1915 tarihinde, Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşının içindedir. 8 cephede Rusya, İngiltere, Fransa ve bunların yandaşı ülkelerle savaşmaktadır.
Başta gençler olmak üzere eli silah tutan tüm erkekleri cephededir.
Doğu Anadolu’da uzun bir cephede Ruslarla devam eden savaşta, Rusların yanında gönüllü Ermeni alayları, Osmanlı ordusunun gerisinde ise köyleri basan, insanları kadın-çocuk, genç-yaşlı demeden öldüren, camilere doldurup yakan, ordunun ikmal yollarını kesen Ermeni çeteleri faaliyet halindedir. Çanakkale’de deniz savaşlarından sonra başlayan kara savaşları acımasızca sürmektedir.
Doğudaki Ermeni isyancılar, 14 Nisan 1915’te başlattıkları isyanda Van ilini ele geçirerek asırlarca komşuluk ettikleri 30 bin silahsız ve savunmasız Türk’ü katletmişlerdir.
Taşnak ve Hınçak adını taşıyan Ermeni terör örgütleri Bitlis, Muş ve Diyarbakır’da onbinlerce savunmasız insanı katletmekle kalmayıp Ruslarla savaşan Osmanlı ordusunun ikmal yollarını kesmek ve arkadan vurmaktan da geri durmamıştır.
İnternette yapılacak kısa bir gezinti Ermeni çetelerinin katliamlarını, nendi çektikleri fotoğraflardam görmek için yeterlidir
TEHCİR KARARI VATAN SAVUNMASINDAN İBARETTİR
Osmanlı Hükümetince; Cephe gerisinin Ermeni terör örgütlerince isyan alanı haline getirilmesi üzerine, savaşan ordularının arka emniyetini sağlamak; erkekleri cephede olan kadın, yaşlı ve çocuklardan müteşekkil şehir ve köyleri korumak için haklı olarak tehcir kararı alınmıştır.
Balkan savaşları nedeniyle yerlerinden kovulan 9 milyonluk nüfusunun 3 milyonunun yollarda Balkan çetelerince imha edilmesi, birkaç milyonunun hastalık ve açlıktan ölmesi ve geri kalanların sefalet içinde İstanbul ve Anadolu’ya sığınmasından sonra Osmanlının aldığı tehcir kararı yeni bir Balkan Faciası yaşanmasının önüne geçilmesini amaçlamıştır.
Bu nedenlerle tehcir kararı açıkça zaten bir çok cephede savaşan bir devlet ve millet için vatan savunmasından ibarettir.
1916 yılı ortalarına kadar Tehcir esnasında işlenen suçlar ile ilgili olarak Osmanlı Devleti tarafından, aralarında mülki ve askeri bürokrasiden kişilerin de yer aldığı 67 kişinin idam cezasına, 524 kişinin hapis cezasına ve 68 kişinin diğer cezalara çarptırılması, 1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilemeyeceğinin delilidir.
O dönem Osmanlı İmparatorluğu merkezinde hatta İstanbul dahil işgal bölgelerinde görev yapan yabancı diplomatlar ve askeri yetkililer ile yabancı gözlemcilerin kendi ülkelerine gönderdikleri raporlar, soykırım mağdurlarının Ermeniler değil Türkler olduğunu açıkça göstermektedir.
DAĞLIK KARABAĞ’I HATIRLAYALIM
Dağlık Karabağ işgalini, Hocalı katliamını ve diğer katliamları, son Azerbaycan-Ermenistan savaşında sivil yerleşim merkezlerinin nasıl bombalandığını hatırlarsak, Birinci Dünya Savaşında yaşananları daha net anlarız.
ABD BAŞKANI BIDEN’İN KONUŞMAYA HAKKI YOKTUR
ABD; işlediği Kızılderili katliamının hesabını vermemiştir.
ABD; İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942 yılından başlamak üzere, ülkenin batısında Pasifik sahillerinde yaşayan ve büyük çoğunluğu ABD vatandaşı yaklaşık 120.000 Japon asıllı kişiyi, ülkenin değişik bölgelerinde kurulan kamplarda yargı kararı olmadan enterne ettiğini hatırlamalıdır.
Ki gerekçe olarak “Savaşın başarıyla yönetilmesi, ulusal savunma araçlarına, tesislerine ve gereçlerine yönelik casusluk ve sabotaj girişimlerine karşı mümkün olan her türlü koruma önleminin alınması” gösterilmiştir
Tehcir kararı kendi tarihi şartları içinde, siyasetçiler tarafından değil tarihçiler tarafından araştırılması, incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Bütün bu gerçekler ortada iken Joe Biden tarafından yapılan açıklama tamamıyla siyasi niteliklidir.
Türkiye ABD ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmelidir.
Bağımsız Yapı-İmar Sen olarak; ABD’yi şiddetle telin ediyor, iktidarı ve muhalefetiyle siyasetçilerimizi ve STK’ları ortak tavır göstermeye, Devlet yetkililerini aynıyla mukabele etmeye çağırıyoruz.
Tehcir ve Ermeni katliamlarında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz.
BAĞIMSIZ YAPI-İMAR SEN YÖNETİM KURULU