“YENİ EKONOMİ PROGRAMI”NDA MEMURUN ADI YOK
Aşağıda belirteceğimiz gibi, Programda memurun adı yok, memur kelimesi hiç kullanılmamış yani.
Memurlara ne getireceği zaten “danışıklı dövüş” ile Hakem Kuruluna götürülen ve önümüzdeki 2 yılı heba eden toplu sözleşme sürecinden belli.
Bu Programın yürütüldüğü süre boyunca, memurlar ve emeklileri için “mali sonuçlar doğurabilecek” konular, açıkçası “gelir azaltıcı” ve “gider arttırıcı” konular gündeme gelmeyecek.
Yani:
- Memura ikramiye yok,
- Memurların vergi kayıplarına (vergi dilimi adaletsizliği) çözüm yok,
- 3600 veyahut ek gösterge ve katsayı adaletsizliği ile ilgili düzenleme yok,
- Öğretmenler Meslek Kanunu gündeme gelmeyecek,
- EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ile ilgili düzenleme olmayacak.
- Doğum yardımında artış yok.
- Sosyal haklar enflasyon oranında artırılacak.
Özet bu.
“YENİ EKONOMİ PROGRAMI” ÖZET DEĞERLENDİRME RAPORU
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlandığı belirtilen ve 1618 nolu Cumhurbaşkanı Kararı olarak Resmi Gazetede yayımlanan “Orta Vadeli Program (2020-2022) (OVP)”, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından “Yeni Ekonomi Programı (2020-2022) Değişim Başlıyor” ad ve anonsuyla 30 Eylül 2019 tarihinde kamuoyu ile paylaşıldı ve Resmi Gazetenin 4 Ekim 2019 tarihli 1. mükerrer sayısında yayımlandı.
Orta Vadeli Programın, kamuoyuna ikinci kez Yeni Ekonomi Programı olarak sunulması da dikkate değer. Çünkü konunun uzmanlarının fark edeceği gibi; Rus ekonomisini çöküntüden kurtarmak için 1921 yılında Rusya’da Lenin tarafından başlatılan Yeni Ekonomi Politikası (NEP) ve 1929 ekonomik buhranının ardından ABD Başkanı Franklin Roosevelt tarafından New Deal (Yeni Görüş) adıyla 1932’de açıklanan iddialı ekonomik programlarını hatırlatıyor.
Hemen belirtelim bir önceki yıl açıklanmış olan Programda belirtilen ve hayata geçmesi mümkün olmayan konular metinden çıkarılmış.
Programda neler öngörülüyor?
Programın mali tabloları yayınlanmadığı için spesifik değerlendirme yapmak mümkün değil.
Bu nedenle genel değerlendirmelerle yetineceğiz.
Geride bıraktığımız krizin sebebi Programda şöyle özetlendi:
“Ağustos 2018’de başlayan spekülatif kur saldırıları alınan tedbirlerle etkisiz hale getirilmiştir.”
Oysa geçen yıl şöyle açıklanmıştı:
“2018 yılının ikinci çeyreğinden itibaren gelişmekte olan ülkelere yönelik risk algısının bozulması ve ABD Merkez Bankası FED'ın faiz artışları ile uluslararası sermaye akımları yavaşlamıştır Bu süreçte dış finansman ihtiyacımız ve ABD yönetiminin Türkiye ekonomisini ve Türk Lirası’nı doğrudan hedef alması ile ülke risk primlerimiz yükselmiş ve Türk Lirası değer kaybetmiştir.”
Programda; 2018 yılında % 20.3 olarak gerçekleşen tüketici enflasyonunun 2019’da % 12 2021’de % 6, 2022’de ise % 4.9 olacağı öngörülüyor.
2018’de % 11 olan işsizlik rakamının 2019’da % 12.9, 2020’de % 11.8, ve 2021’de % 10.6 ve 2022’de % 9.8 olacağı tahmin ediliyor.
2018’de 9.693 $ olan fert başına düşen gelirin 2019’da 9.093 $, 2020’de 9.738 $, 2021’de 10.144 $ ve 2022’de 10.534 $ olması bekleniyor.
2018 yılında % 2.8 olan yıllık büyümenin ise 2019’da % 0.5, 2020, 2021 ve 2022 yıllarının her birinde % 5 olması hedefleniyor.
Bu çerçevede
- “Kamunun yönlendirdiği bazı fiyat ve ücretlerde geçmiş enflasyon yerine YEP enflasyon hedeflerine göre ayarlamalar yapılacak, böylece enflasyonda atalet etkisi sınırlandırılacaktır.”
- “Gıda enflasyonunu düşürmek için şu tedbirler alınacağı”
- “Ekonomide kayıt dışılığın azaltılması hedeflendiği”.
- “Vergide adaleti pekiştirmek amacıyla etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimler kademeli olarak kaldırılarak vergi tabanı genişletilecek ve vergi mevzuatı sadeleştirileceği”
- “Kamuda kadro ve pozisyonların iş tanımları yapılacak, çalışanların yetkinlikleri belirlenecek, norm kadro çalışmaları gerçekleştirilecek, iş tanımı ve yetkinlikler dikkate alınarak norm fazlası personelin yeniden yerleştirilmesi yapılacak, hedef ve yetkinlik bazlı performans değerlendirme sistemi oluşturularak başarılı personelin ödüllendirilmesini sağlayacak Kamu insan Kaynakları Yönetim Sistemi kurulacağı”,
- “İşgücü piyasasında yasal düzenlemesi bulunan ancak yeterli uygulama alanı olmayan esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliği artırılacağı”,
- “Kadınların çalışma hayatına girişini kolaylaştıracak ve kadın istihdamını artıracak düzenlemeler yapılacaktır. Bu kapsamda esnek çalışma olanakları artırılacak, kadın kooperatifleri güçlendirilecek, çocuk bakım hizmetleri ve ihtiyaca göre belirlenmiş mesleki eğitim programları hayata geçirileceği”,
- “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile hayata geçirileceği”
- “Vatandaşın Kumbara Hesabı uygulaması ile her yeni doğan çocuğa bir banka veya katılım finans şirketi hesabı açılacak, böylece finansal sisteme katılım ve tasarruf erken yaşta teşvik edileceği”
Belirtiliyor.
Program “Eylemler ve Projeler” bölümünde de ayrıca;
- “Eğitimde adaletin sağlanması amacıyla; öğrenciler, okullar ve bölgeler arasında mali kaynak, öğretmen ve yönetici niteliği, eğitim donanımı ve kazanımlar açısından oluşan farklılıkların azaltılması için okulu merkeze alan bir sistem yaklaşımı benimsenecek, okul yöneticiliği güçlendirilecek, eğitim kalite endeksi oluşturulacak, deneyimsiz öğretmenler desteklenecek ve dezavantajlı okullara pozitif ayrımcılık yapılacağı”
- “Atıl kamu sosyal tesisleri ve lojmanları özelleştirme kapsamına alınacak, sosyal tesislerin tek elden etkin yönetimine yönelik bir şirket kurulacak ve uygun olan sosyal tesisler dezavantajlı grupların kullanımına tahsis edileceği”
- “Birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilerek sağlık sistemi içerisindeki etkinliği artırılacağı”
- “Obezitenin önlenmesi için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesine yönelik ilgili paydaşlarla koordine bir şekilde mevcut programlar yaygınlaştırılacak ve ilave düzenlemeler yapılacağı”,
- “Kamu hastanelerinde, klinik kalite, vatandaş memnuniyeti, operasyonel etkinlik ve verimlilik alanlarında gösterilen performans sistematik biçimde takip edilecek ve sağlık personeli teşvik mekanizmasının parçası hâline getirilecektir. Vatandaş memnuniyeti sonuçları kurumların ve sağlık çalışanlarının performans değerlendirmelerine dâhil edileceği”,
- “Sanayinin finansa erişimi güçlendirilecektir. KOBİ’lerden istenen teminat yükü hafifletilecek, sanayi sektörü odaklı Kredi Garanti Fonu uygulaması geliştirilecek, katılım bankacılığı enstrümanları ve bireysel emeklilik fonlarının sanayi projelerine yatırım yapmasına yönelik düzenlemeler yapılacağı”
Hususlarının da hayata geçirileceği belirtilmiş.
Anlaşılan yasal düzenleme gerektiren hususlar da Programı sempatik hale getirmek amacı ile aralara serpiştirilmiş.
Önceki yıl açıklanan 2019-2021 Programı için değerlendirmelerimizi merak edenler (http://bask.org.tr/Habere-Git-1385.html) adresine bakabilirler.