Bağımsız Yapı ve İmar Çalışanları Sendikası-BAĞIMSIZ YAPI-İMAR SEN

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil

Bu haber 1801 kez okundu. | Sendikamizdan Haberleri
Haberin Tarihi :   11 Şubat 2019 - 00:40

SENDİKAMIZ GENEL BAŞKANI BAYRAM ZENGİN BASK GENEL BAŞKANI SEÇİLDİ.

Büyüt
Küçült
SENDİKAMIZ GENEL BAŞKANI BAYRAM ZENGİN BASK GENEL BAŞKANI

BASK 6. Olağan Genel Kurulu Çalışmalarını Tamamladı.

Sendikamız Genel Başkanı Bayram Zengin Yeniden BASK Genel Başkanlığına Seçildi.

BASK 6. Olağan Genel Kurulu 9 Şubat 2019 Cumartesi günü Ankara’da toplandı.

TÜED Toplantı Salonunda toplanan Genel Kurulu yönetmek üzere Divan Başkanlığına Murat Aktaş, katip üyeliklere Erkut Demirci ve Önder Şahin seçildi.

Divan başkanının teşekkür konuşmasından sonra Saygı Duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu.

Genel Kurul toplantısına Bağımsız Sağlık-Sen genel başkanı Mehmet Bayraktar, Anadolu Eğitim Sendikası (AES) genel başkanı M. Alper Öğretici, Bağımsız Büro-Sen genel başkanı Remzi Kızılkaya, Bağımsız Yapı-İmar Sen genel başkanı Bayram Zengin, Bağımsız Haber-Sen genel başkanı Turabi Akgül, Bağımsız Enerji-Sen genel başkanı Hanife Yazar, Bağımsız Diyanet-Sen genel başkanı Faruk Çetin, Bağımsız Yerel Hizmet-Sen genel başkanı İbrahim Alaçam, BATOÇ-SEN genel başkanı Erdal Bayram, AES eski genel başkanı Cansel Güven ile sendikaların yönetim kurulu üyeleri ve delegelerle misafirlerin katıldığı genel kurul toplantısında, gündemin okunmasından sonra açılış konuşmasını yapmak üzere konfederasyon ve sendikamız genel başkan Bayram Zengin kürsüye davet edildi. 

Toplantının açılış konuşmasına;

Hepinizi, bu güzel günde evinizden barkınızdan, çoluğunuzdan uzakta genel kurulumuza katılmak için Ankara'ya teşrif ederek bizleri onurlandırdığınız için  şahsım ve BASK adına kucaklıyorum, kutluyorum ve teşekkür ediyorum.

Bu güne kadar; başta kurucu genel başkanımız Resul Akay olmak üzere BASK hareketine emek veren, destek olan, katkı sağlayan, bir dakika bile üye olup ayrılanlar dahil, birlikte mücadeleye başladığımız tüm arkadaşlarımıza şükranlarımızı sunuyorum.

Vefat eden arkadaşlarımıza, başta Abdullah Cihan Ceylan olmak üzere, rahmet ve mağfiret diliyorum.  Emekli olan arkadaşlarımıza sağlıklı ve uzun ömür diliyorum.” ”  sözleri ile başlayan Genel Başkan Bayram Zengin sözlerine şöyle devam etti:

Bugün sizlerle uzun bir hasbıhal etmek istiyorum, sizleri sıkarsam kusura bakmayın.

Konfederasyonumuzun kuruluşunun üzerinden neredeyse 17 yıl geçti.

Dile kolay, Keykan Otel’de kuruluş bildirimizi açıklamamızın üzerinden neredeyse 17 yıl geçti.

Yani o gün doğan çocuklar bugün 17 yaşında.

Dile kolay dedim ya, bu aynı zamanda 17 yıldır süren, 17 yıldır sürdürülen bir mücadele demek.

17 yıl önce bağımsız sendikacılık mücadelesini zorunlu kılan, bizi bağımsız sendikaları kurmaya zorlayan şartlar aynen devam ediyor, daha da ağırlaşarak devam ediyor. Bugün, sendika ve konfederasyonların arzettiği manzara ve gelinen nokta, bağımsız sendikacılık anlayışına olan ihtiyacı çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Aradan geçen 17 yıllık süre yandaş sendikacılıkla, güdümlü sendikacılıkla, arka bahçe sendikacılığıyla mesafe alınamayacağını, yeni haklar almak şöyle dursun kazanılmış hakların bile korunamayacağını ortaya  koymuştur.

Aradan geçen 17 yıllık süre; BASK’a gösterilen 17 yıllık güven, 17 yıllık karşılıksız sevgi, 17 yıllık beklentisiz güven demek. Bize 17 yıldır gösterdiğiniz karşılıksız ve beklentisiz  güvenden doyalı hepinize teşekkür ediyorum. Heinizi saygıyla bir abiniz, bir kardeşiniz olarak kucaklıyorum ve teşekkür ederim.

Aramızda o günlerden kalanların sayısı bir hayli azaldı.

Bir elin parmakları kadar kaldık.

Belki bir sonraki genel kurulda bu kadar da olmayacağız. Fakat bağımsız sendikacılığın meşalesini yakanlar, o meşaleyi sizlere devretmenin haklı gururunu yaşayacaklardır.

Bayrağı daha yükseklere taşımak üzere sizlere teslim edeceklerdir. Bilmenizi isterim ki, Mehmet Emin Resulzade’nin dediği gibi;

“Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez!”

BASK’ı kurduğumuz o fırtınalı günlerde Büyük Atatürk’ün “Bağımsızlık benim karakterimdir” sözünü temel ilke edindik ve bugüne kadar asla taviz de vermedik

Çünkü biz Mehmet Akif’in İstiklal Marşımızda da dediği gibi,

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” dizelerinden ilham almıştık.

Evet bir çoklarına zincir vuracak çılgınlar çıktı, BASK’lılara zincir vurmaya cesareti olan çıkmadı.

Evet arka bahçeler kuruldu, arka bahçeler dolduruldu.

Ama unutmayın BASK’lıların bir görevi de arka bahçeleri ortadan kaldırmak, arka bahçelerdekileri özgürleştirmektir.

Bu bize tarihin emanet ettiği bir görevdir.

Güç bir dönemden geçtik ve geçiyoruz.

Geride bıraktığımız 3 yıl milli birlik ve beraberliğimiz iç ve dış tehditlerin saldırısı altında geçti.

36 yıldır mücadele ettiğimiz PKK terör örgütü ve diğer silahlı terör örgütlerine, akla hayale sığmayacak farklı yapılanmayla bir yenisi eklendi: FETÖ terör örgütü.

15 Temmuz 2016’da alçakça bir darbe girişimi yaşadık. 250’yi aşkın şehit vererek, başta sayın Cumhurbaşkanı, Hükumet erkanı ve siyasi liderler olmak üzere  asker sivil tüm vatandaşlarımızın ortak mücadelesi ile bu ihanetin hakkından geldik.

Gördük ki, binlerce asker, öğretmen, hakim-savcı, memur, işadamı, vatandaş bu ihanetin içinde.

Gazeteler, dergiler, sendikalar, dernekler, vakıflar, bankalarla adeta bir örümcek ağı örülmüş. Adeta Türkiye teslim alınma noktasına gelmiş.

Bu olay bize Anayasaya, Demokrasiye sadakatin ne kadar önemli olduğunu göstermeye yeter.

Buradan bir kere daha şehitlerimize şükran duygularımla rahmet diliyorum, bize emanet ettikleri eş ve çocuklarına başsağlığı ve sabır diliyorum.

Bu arada Orta Doğu coğrafyasının ürettiği DEAŞ terör örgütü de Türkiye’yi hedef almakta gecikmedi.

Geride bıraktığımız 3 yılda terör örgütlerinin kitlesel kayıplara yolaçan saldırılarının da hedefi olduk.

Ankara Merasim sokakta askeri servis aracı ile Kızılay otobüs duraklıklarındaki saldırı, İstanbul Veznecilerde çevik kuvvet aracına saldırı, Gaziantep, Cizre, Kayseri katliamları, İstanbul Reina saldırısı, Rusya büyükelçisinin öldürülmesi…

PKK ile mücadelede verdiğimiz şehitler…

Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatları,

Adana Aladağ öğrenci Yurdu yangınında kayıplarımız.

Saymakla bitmiyor.

Terör örgütlerinin saldırıları yetmiyormuş gibi, bu kez dış güçler Ortadoğu'da yeni bir paylaşım talebi ile Türkiye'yi tehdit etmektedir. Sevr'de, ,Lozan’da adı geçmeyen ülkeler, Ortadoğu’da kartların yeniden dağıtılmasını ve yeni bir paylaşım yapılmasını istemektedir. Bunun için her türlü fitne ve yöntemi kullanarak doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'yi hedef seçmişlerdir. ABD'nin, Rusya'nın ve diğer emperyalist mihrakların aslında tek hedefi Türkiye'dir, Türkiye’nin güvenliğidir ve Türkiye’nin milli çıkarlarıdır.

Suriye işin bahane tarafıdır.

ABD’nin Kudüs’ü başkent olarak tanıması ve büyükelçiliğini taşıması, başta Gazze olmak üzere Filistin’de yaşananlar,

Arakanda yaşananlar,

Doğu Türkistan’da yaşananlar,

Kırımın Rusya tarafından ilhakı,

Papaz Brunson olayı, ekonomimize taarruz.

O arada bir 16 Nisan 2016 Anayasa referandumu, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri.

Şimdi de Fransa’nın 24 Nisanı Ermeni soykırım günü ilan etmesi.

Son 3 yılda yaşanan bu olaylar, ister istemez sendikal eylem ve etkinlikler ile talep ve itirazların seslendirilmesinde bizleri ölçülü olmaya zorlarken, memurlar adına yetki alanların harika bir bahanesi olmuş, üzülerek ifade etmek gerekirse iktidarlar da olaylar karşısında memurların sorumlu suskunluğunu alabildiğince istismar etmede bir beis görmemişlerdir.

BASK olarak  biz bir misyonun sahibiyiz, bir iddianın sahibiyiz. BASK asla başkaları ile kendini kıyaslamaz ve kıyaslamayacaktır.

İktidar memur sendikalarını suskunluğunu ve vurdumduymazlığnı, haydi fazla kibar olmayalım, uşaklığını adamakıllı kullanmıştır da muhalefet farklı mı davranmıştır?

Seçim beyannamelerine girmesi için taleplerimizi her partiye hem elden hem de taahhütlü olarak ilettik. Sonuç sıfır.

 

Ne için sıfır biliyor musunuz, siyasi partilerin memurların sorunlarına karşı hiçbir duyarlılıkları yok.

Seçim beyannamelerini sizler için taradık, memurları için söylenenleri ayıkladık ve yorumsuz yayınladık. Okumuşsunuzdur.

3 milyon 250 bin memuru ve ailelerini ve emeklilerini seçmen olarak görmeyen, gözardı eden siyasi partilerimizden, benim, senin, onun, bizim oy verdiğimiz partilerden bahsediyorum.

Daha geçen gün iki muhalefet partisi üst düzey yöneticileri, ikramiye talebimizi neden değerlendirmedikleri sorumuza verdikleri cevap utanç vericidir: “Biz iktidara geleceğimizi umuyorduk, parayı nereden bulacaktık?

İkramiyeden ne kastettiğimizi, ne kadar ikramiye istediğimizi, niçin istediğimiz merak bile etmeden verilen bir cevaptır bu.

Böyle siyasi anlayışlara lanet olsun diyorum.

İşin ilginç tarafı Meclise baktığınızda iki eski konfederasyon başkanı, iki eski sendika başkanı, iki eski sendikacı milletvekilleri var. Onlarla konuştuğunuzda herkes “dava”sından bahsediyor.

Sendikada da dava adına görev yapmıştık, burada dava adına görevdeyiz diyorlar, gözümüzün içine baka baka.

Göstermelik konuşmaları ciddiye almayın. Aralarında anlaşıp bir lobi bile oluşturma, ortak hareket etme niyetleri asla yok.

Çok uzağa gitmeyin, Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili kanun teklifi bunun açık göstergesi.

Bir kez daha yineliyorum, BASK’ın yaktığı bağımsız sendikacılık meşalesi memurun en haklı davasıdır.

Ve Aliya İzzetbegoviç’in belirttiği gibi “Tarihte hiçbir haklı dava kaybedilmemiştir”.

Bu dava da er geç başarılacaktır. Bunu BASK başaracaktır, bunu sizler başaracaksınız.

Bunu başarma azmini sergileyenlere, o yolda yürüyenlere selam olsun, o mücadeleyi yürütenlere selam olsun.”

Genel başkan Bayram Zengin konuşmasına BASK’ın memur sorunlarına bakışını özetleyerek devam etti:

Tüzüğümüzle bizlere görev verilen Devletin üniter yapısına bağlılık başta olmak üzere, Anayasa'da kamu görevlilerini ilgilendiren 51, 53, 54, 65, 128 ve 129 uncu maddeler üzerinde yapılacak değişikliklerde BASK doğrudan taraftır.

Her maddenin sahibi vardır ama memurları ilgilendiren bu maddelerin bizden başka sahibi yoktur.

Bu maddelerin sağladığı haklarda geriye gidilmesine izin vermeyeceğimiz gibi, hakların korunması ve geliştirilmesi konusunda da azami gayreti göstereceğimiz bilinmelidir.

Bilinmelidir ki; memur güvencesi demokratik devletin olmazsa olmazıdır,

BASK’ın da olmazsa olmazıdır.

İkincisi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu çağdaş gelişmeler çerçevesinde sosyal tarafların katılımı ile güncellenmelidir.

1965 tarihli ve ek maddelerinin sayısı asıl maddelerinin sayısı geçen, adeta bir yamalı bohçaya dönen bu Kanunun ömrünü doldurduğu, adaletsizliklerin ve hukuka aykırı uygulamaların kaynağı haline geldiği, çağdaş ihtiyaçlar doğrultusunda değişmesi gerektiği, daha açık bir ifade_ ile kamu persone1i reformu yapılması gerektiği açıktır. Ancak; statü rejimine zarar verecek, liyakat ve kariyer ilkesi ile memur güvencesini ortadan kaldıracak, sosyal tarafların katılımı ve onayı olmadan yapılacak bir düzenlemeyi de kabul etmeyeceğimiz bilinmelidir

Üçüncüsü 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanundur.

Kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri izin sistemine tabidir.

Buradaki sorunun önemli bir kısmı; görev esnasında işlenen suçlar, görev nedeniyle işlenen suçlar ile ağır cezayı gerektiren suçüstü suçlar ayrımının bilinmemesi, kulaktan dolma sözlere itibar edilmesi veya kasıtlı olarak çarpıtılmasından kaynaklanmaktadır.

Basına ve kamuoyuna yansıyan memurların yargılama usulünün değiştirilmesi talebi veya gerekçelendirilmesi bilim adamları veya konunun uzmanlarından gelmemektedir

Üzücü ola n talebin iktidardan, kendini ve haddini bilmez, ömründe bir gün memurluk yapamamış olmanın ezikliği içindeki ne idüğü belirsiz sözde köşe yazarlarından gelmesidir.

Dördüncüsü İktidarların idari mevkilere kendilerinin getirdiği yöneticilerin görevlerinden alınmasında bile her zaman sorun yaşanmıştır.

İktidarlar her sözlerinin emir telakki edilmesini, derhal yetine getirilme sini istemeleri, mevzuat ve hukuku gerekçe gösterenlerin derhal görevden alınmalarını istemeleri yeni değildir.

 Beşincisi toplu sözleşmeler toplu peşkeşe dönüşmesinin gelenekselleşmesidir.

Önümüzdeki Ağustos ayında 2020 ve 2021 yılları için toplu sözleşme görüşmeleri yapılacaktır.
4688 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde belirtilen 17 başlık toplu pazarlık konusu yapılmağı sürece toplu sözleşmeler toplu söyleşmeden öteye geçmeyecektir.

Bilinmelidir ki; kendi açıkladığı yoksulluk sınırının altında ücrete imza atmak sarı sendikacılıktır, alçaklıktır, şarlatanlıktır.

Sendikalar iktidarların değil çalışanların haklarını korumakla görevlidir

Sendikaların görevi siyasi partilerin değil üyelerinin ve çalışanların hak ve çıkarlarını korumaktır.

İktidarların çıkarlarını korumak sendikaların değil, ancak siyasi piyonların görevi olabilir.

BASK bu amaçla bağımsız sendikacılık mücadelesini 17 yıldan beri sürdürmektedir.

Bu mücadele, sahte ve sarı sendikaları tarihin çöplüğüne gömünceye kadar da sürecektir.

Artık yüzdelik artış dönemi bitmelidir.

Devletin görevi kendi emrinde çalışanların ekonomik varlıklarını korumaktır.

Memurların aile sorumluluklarını yerine getirebilecekleri bir gelir sağlanması Devletin asli görevidir. Her memur omuzlarına yüklenen teknik, hukuki, mali ve diğer sorumluluklarına denk düşecek ücreti hak etmektedir.

Devlet yeri geldiğinde cübbeli, yeri geldiğinde cübbesiz, yeri geldiğinde silahlı, yeri geldiğinde silahsız ayrımı yaparak, kurumsal ayrım yaparak, kamu görevlilerini birbirine düşürmemelidir.

Yoksulluk sınırının altında hiçbir ücret olmamalıdır. Çünkü memurların ikinci bir iş veya gelir getirici bir iş yapmaları ya saktır. Çünkü devlet, bu yasaklarla memurların ekonomik varlıklarının geliştirilmesi yükümlülüğünü üstlenmiştir. Ve devlet bu görev yerine getirmek zorundadır.

Sendikaların görevi bu haklı talebi, bu anayasal talebi, bu insani talebi hükümetlere kabul ettirmektir, bunun mücadelesini vermektir.

Yüzdelik artışlarla, memur dilenci durumuna düşürülmekte, sendikalar ise seyirci kalmakla yetinmeyip iktidarın elini güçlendirmektedir.

17 yıldır sorunlarımız raflarda beklemektedir, bekletilmektedir. Buna son vermenin zamanı gelmiştir.

Artık;

-          Yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalı, bu sınıftakiler eğitimlerine uygun memur kadrolarına geçirilmelidir.

-          Vergi oranları % 15’’te sabitlenmelidir.

-          3600 ek gösterge ile memurlar arasında yeni kıskançlık alanları oluşturmaktan vaz geçilerek, Ek gösterge ve katsayı adaletsizliği, tüm memurları kapsayacak yeni bir düzenleme ile çözüme kavuşturulmalıdır.

-          Tüm ödemelerin SGK matrahına dahil edilmesi ve emeklilikte aylıklar düşmesi önlenmelidir.

-          Ücret tanımı (aile sorumluluklarını yerine getirebilecek bir gelir olarak tanımlanmalı, herkesin omuzlarına yüklenen hukuki, teknik ve mesleki yükümlülüğe denk ücret sistemi geliştirilmedir.

-          Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları düzenli aralıklarla açılmalıdır.

-          Artık kul hakkını aşıp açık bir zulme dönüşen Mülakatlar kaldırılmalıdır.

-          Harfli uygulamalar bitmeli 4/B kaldırılmalıdır.

-          Ücretli, sözleşmeli, yerinden temin veya hangi adla olursa olsun 4/A dışındaki memur istihdamına son verilmelidir.

-          Kamuda çalıştıkları halde önce 4?b’ye, ardından kadroya geçen personelin kamuda çalıştıkları yıllar hizmetlerine yansıtılmalıdır.

-          Memurların aile birliğinin korunmasına ilişkin Anayasa emri yerine getirilmelidir.

-          Ve nihayet söyleye söyleye dilimize tüy bitiren memurlara ikramiye konusu, 2019 yılında toplu sözleşmede mutlaka yer almalıdır.

BAĞIMSIZ SENDİKACILIK ANLAYIŞI ACİL İHTİYAÇ HALİNE GELMİŞTİR

Bir kez daha belirtmek istiyoruz: Sendikanın tanımı açıktır. Sendika üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevlidir.

Ama asıl görev kamu görevlilerini düşmektedir. Memuru temsil yetkisi sahte sendikaların, sarı Sendikaların elinden alınarak asıl sahiplerine, verilmelidir.

Sarı, sahte, yandaş veya ideolojik sendikalara DUR demek önce memurun görevidir.

Bu görevi hatırlatmak ve gereğinin yapılmasını sağlamak bizim görevimizimdir.

Bunun için çok çalışmak zorundayız.

Değerli arkadaşlarım,

Memurları hedef kitle gören 9 konfederasyon 200’ün üzerinde de sendika bulunduğunu biliyorsunuz.

Zaman zaman at izi it izine de karışıyor, memurların da aklı karışıyor.

Bilmeliyiz ki;

Sendikacılar var,

Sendikacı geçinenler var,

Ve bir de sendikacılıktan geçinenler var.

Ne yazık ki, sendikacı geçinenler ile sendikacılıktan geçinenler yüzbinlerce üyesi olan sendikalarda da rahatlıkla yer bulur hale geldi. Memur sendikacılığının temel açmazı bu. Bu çıkmaz sokaktan kurtulmalıyız. Memur hareketinin temel ihtiyacı sendikacılardır ve biz BASK olarak bu ihtiyacı, bu beklentiyi karşılamaya talibiz.

Belki zaman zaman sendikacı geçinenler ve sendikacılıktan geçinenler aramıza sızmışlardır. Onları bir şekilde uzaklaştırdık.

Ama hepinizi bu tehlikeler karşı uyanık olmaya çağırıyorum. Aramıza ve aranıza sendikacı geçinenlerle sendikacılıktan geçinenlerin girmesine asla yer vermeyin. Sizlerden bunun sözünü istiyorum.

Biz, BASK olarak Türkiye ve dünya örneklerinden ders alarak bağımsız sendikacılık anlayışını benimsedik: .

Siyasi partilerin vesayetine ve güdümüne karşı bağımsız sendikacılık, ideolojik sendikacılığa karşı bağımsız sendikacılık.

Başta iktidar partileri olmak üzere elbette tüm siyasi partilerle ilişkilerimiz olacak, görüşeceğiz, konuşacağız, tartışacağız. Çünkü memurların işvereni devlet, devleti hükümet temsil ediyor ve hükümet meclisteki partiler tarafından teşkil ediliyor. Memurlarla ilgili tüm yasalar ve düzenlemeler TBMM, Hükümet ve yürütmenin diğer alt bölümleri tarafından hazırlanıyor, çıkarılıyor ve uygulanıyor. Taleplerimizi, önerilerimizi ve itirazlarımız, elbette TBMM'de temsil edilen partilerle, Hükümetle ve yürütmenin diğer birimleri ile konuşacağız, tartışacağız. Ama kimse ile yandaşlık ilişkisi içinde olmadan, ilişkilerimiz ast-üst şeklindeki hiyerarşik değil, karşılıklı sivil toplum anlayışı içinde demokratik ilişki olmalıdır.

Aksi takdirde partiniz iktidarda ise "Sen bari sus, otur yerine!" diyor, muhalefette ise bu kez iktidar "Sen zaten sendika değil, yan kuruluşsun!" diyor.

Geldiğimiz noktada durum tam da budur.

Bu nedenle memurların kurtuluşu, bağımsız sendikacılık anlayışının hakim olmasında, BASK ve bağlı sendikaların işyerlerinden başlayarak adım adım yetkiyi almasındadır.

Genel kuruldan sonra üyesinden genel başkanına kadar sendikalarımızın sahaya inmesi, işyerlerinden başlayarak yetki mücadelesini sürdürmelerini istiyor ve bekliyorum.

Konfederasyonumuzun kurulduğu 11 Nisan 2002 tarihinden beri yürüttüğümüz bağımsız sendikacılık mücadelesi, bugünkü genel kurulumuz ile yeni bir sürece girmektedir.

Bu güne kadar yönetici ve üyelerimizin özel gayret ve fedakârlıkları ile yürüttüğümüz mücadeleyi kurumsal bir düzleme taşımak zorundayız.

Üye sendikalarımız ile  11 Şubat tarihinden itibaren başlayacağımız yetki mücadelesinde hepinize görev düşmektedir. Eşimizden, kardeşimizden, akraba ve arkadaşlarımızdan başlayarak kimi bulursak sendikalarımıza üye yapma seferberliği başlatıyoruz.

15 Mayıs itibariyle yapılacak üye sayımlarında tüm sendikalarımızın ibrelerinin yükseliş trendine girmesi için her türlü gayreti göstermek zorundayız.

BASK ailesinin her ferdi, tüm sendikalarımıza sahip çıkmakla görevlidir.

Bu süreçte Konfederasyonca sendikalarımıza, temsilcilerimize ve üyelerimize her türlü güncel bilgi ve belge akışı sağlanacaktır.

Ama bir istirhamım var.

Sosyal medyanın dışında kullanabileceğimiz bir mecra yok. Ne olur paylaşımlarımızı yayalım, herkese ulaştıralım.

Gün bizim günümüzdür.

Gün bağımsız sendikacılık mücadelesine inananların günüdür.

Gün BASK'ın günüdür.

Çünkü ŞİMDİ BASK ZAMANI.

Bu kutlu mücadelede hepinize kolaylıklar ve başarılar diliyorum.

Bu vesile ile bize salonlarını ve imkanlarını tahsis eden TÜED’in saygıdeğer genel başkanı sayın Kazım Ergün’e ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür etmeyi de bir borç biliyorum.

Bugüne kadar birlikte görev yaptığımız V. dönem yönetim kurulu üyeleri ve dostlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Genel Kurulumuzun hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”

Genel Başkanın konuşmasından sonra gündemdeki maddelerin görüşülmesine geçildi.

Faaliyet, Mali ve Denetçi raporları ile Tahmini Bütçenin ibra edilmesinden sonra gündemin diğer maddelerine geçildi.

Aynı hizmet kolunda faaliyet gösteren sendikaların birleştirilmesinin tartışıldığı genel kurulda, BASK’a katılmak isteyen sendikalar olduğu belirtilerek bu konuda izlenecek yolun nasıl olması gerektiği tartışıldı.

Divana verilen bir önerge ile BASK’ın kuruluşundan bu yana yönetim kurullarında görev almış ve BASK’a hizmet etmiş yöneticiler için 17. Kuruluş yıldönümünde, özel bir tören yapılması ve ilgililere plaket takdim edilmesi kararlaştırıldı.

Dilek ve temenniler bölümünde söz alan konuşmacılar, BASK ve bağlı sendikaların önümüzdeki dönem yapacakları çalışmalar hakkında görüşlerini açıkladı.

Konfederasyonun zorunlu organları olan Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurulu üyelikleri için tek liste halinde seçimlere gidilmesi kararlaştırıldı.

10 Şubat 2019 Pazar günü yapılan seçimlerde Genel Başkanlığa Bayram Zengin, yönetim kurulu asıl üyeliklerine Necdet Aktaş, Faruk Çetin, M. Alper Öğretici, Hanife Yazar, Erdal Bayram, Ümit Taner Buğdaycı, Feyzullah Tiryaki, İbrahim Alaçam ve Tuncay Altun, yedek üyeliklerine Erkut Demirci, Ahmet Başlan, Önder Şahin, Muammer Doma, Turgay Erge, Burhan Gülrenk, Levent Cakır ve Necip Taşcıoğlu; Denetleme Kurulu asil üyeliklerine Mithat Başlan, Mustafa Yaman ve Murat Aktaş, yedek üyeliklerine Süleyman Saruç, Döndü Bozbeyoğlu;  Disiplin Kurulu asil üyeliklerine Nihat Örs, Ahmet Yıldırım ve Bayram Uzunoğlu, yedek üyeliklerine Adem Karaca, Ercan Tunç ve İbrahim Sapan  seçildi

Genel kurulun hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz.





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.

Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Bağımsız Yapı ve İmar Çalışanları Sendikası-BAĞIMSIZ YAPI-İMAR SEN | https://bagimsizyapiimarsen.org.tr/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2012 - 2024