“MEMURA İKRAMİYE” YASAL BİR HAKTIR VE MEMURLAR RAMAZAN BAYRAMINA BOYNU BÜKÜK GİRMEMELİDİR.
Bayram ENGİN
BASK Genel Başkanı
(Sendikamız genel başkanı Bayram Zengin'in BASK genel başkanı sıfatıyla Bursa'da haftalık Manşetx Gazetesinde yayımlanan yazısıdır)
Kamuda çalışanlar, ister işçi ister memur olsun, 31 Mayıs tarihi itibariyle 9 günlük bir tatile hazırlanıyor: Ramazan Bayramı tatili.
Dini bayramların kendine mahsus özellikleri vardır: Konu-komşu ile bayramlaşma, karşılıklı ziyaretler, başta anne-baba ve kardeşler olmak üzere akraba ziyaretleri, farklı illerde olmaları halinde il dışı ziyaretler ve sıla-i rahim yapılması. Ve elbette eli boş gidilmemesi, imkânlar ölçüsünde hediyeleşme. Bunlar geleneklerimizin bir parçası. Yaşanması ve yaşatılması gereken bir parçası.
Okulların tatile girdiğini, işin içine bir de çocukların ebeveynlerini tatile çıkma konusunda zorlamasını da ekleyecek olursak, Ramazan Bayramı öncesinde ailelerin ne ile karşı karşıya kaldıklarını anlamak zor değil.
Sabit gelirliler, yani aylığından başka geliri olmayanlar dini bayramlarda en fazla sıkıntı çekenlerdir. Ve bunların başında memurlar gelmektedir.
Yasa gereği memurların ikinci bir iş veya kazanç getirici bir iş yapmaları mümkün değil ve suçtur.
Devlet, bunun karşılığında memurların maddi varlıklarını geliştirme hakkını üzerine almış olmasına rağmen, bu görevini yerine getirmiyor. Üst düzey yöneticiler hariç, memurlar açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında, ama her halükarda yoksulluk sınırının altında aylık alıyor.
Dolayısıyla dini bayramlar memurlar için, bayram sevincinin yanında karşılanması zor maddi zorlukları da taşıyor.
Aylığından başka geliri olmayanlar, hele bir de ailede tek kişi çalışıyorsa bayram harcamalarını karşılayabilmek oldukça zordur. Ya aile- arkadaş çevresi içinde borçlanma ya da bankalardan kredi kullanımı. Giderek aile arkadaş çevresi borçlanmaları tarihe karıştığından geriye tek yol banka kredisi kullanmak kalıyor.
Tüketici kredisi kullanmak ve aylarca taksit ödemek. Sonra bir başka bayramda bir daha, bir daha.
Yani bayramların asıl kazananı bankalardır.
Yukarıda Devletin memurlarına karşı zımnen yüklendiği maddi varlıklarını geliştirme görevini yerine getirmediğinden söz ettik. Yetmiyor, devlet çalışanları arasında açıkça ayrım yapmakta, memurlara üvey evlat görmektedir.
Konuyu biraz açalım.
4 Temmuz 1956 tarihinde kabul edilmiş bir Kanun var: 6772 sayılı Kanun.
Bu Kanun gereğince “Devlet ve ona bağlı müesseselerde çalışan işçilere ilave tediye” yapılır. Bugünün diliyle ikramiye ödenir.
Gelinen nokta itibariyle ikramiye dediğimiz ilave tediye, her yıl, her biri 13’er günlük ücret tutarı 4 yarım ikramiye demektir.
Kamuda çalışan işçiler sendikalı olmaları nedeniyle, sendikaların başarısı olarak kabul edeceğimiz ilave ikramiyeleri de toplu sözleşmeler ile kazanmışlardır. O sendikaları tebrik etmek lazım. 4 yarım ikramiyenin yanında her biri 26 günlük ücret toplamı olan 2 tam ikramiye ile 750 TL tutarında Denge Tazminatı.
Kamuda çalışan işçiler her yıl tam tamına 7 ikramiye almaktadır.
Taşeron işçisi iken kadroya geçen yeni kamu işçileri, eski kamu işçileri kadar şanslı olmamakla beraber, her yıl 4 yarım ikramiyeyi aynen almaktadır.
Nitekim 29 Ocak 2019 tarihli ve 682 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ilk yarısı 31 Ocak 2019 tarihinde ödenen ilave tediyenin (ikramiyenin) ikinci taksiti, Ramazan Bayramı öncesinde 31 Mayıs Cuma günü, yani Ramazan Bayramı öncesinde ödenecektir.
Bilindiği gibi tüm emekliler de bayram öncesi 1000’er liralık ikramiyelerini haklı olarak alacaklardır.
Ramazan bayramına girerken ikramiye almayacak tek kesim memurlardır.
Üstelik memurların 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 28 nci maddesinde memurların “ikramiye hakkı” olmasına rağmen, memurlarla hükumet arasında yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde gündeme gelmeyen, getirilmeyen bir konu.
Hükumetlerle masaya oturan yetkili sendikalar gündeme getirmiyor, üyelerini ve tüm memurların haklarını peşkeş çekiyor ama iktidarlar da bunu fırsata çevirip ikramiye hakkını görmezden geliyor.
BASK olarak her bayram öncesi Başbakan ve Cumhurbaşkanına defalarca başvurmuş olmamıza rağmen sonuç almak mümkün olmadı.
Üstelik iktidar aynen şunu söylüyor: “Memur sendikaları ile toplu sözleşme imzaladık, ne istedilerse verdik”.
“İkramiyeyi istiyorsunuz ama, sizden başka isteyen yok”.
Bu sözlere de söyleyecek cevap yok.
Gelinin nokta itibariyle bilinmeli ki ikramiye memurun sadece hakkı değil, yasal hakkıdır, bu bir.
Devlet emrinde çalışanlar arasında öz-üvey evlat ayrımı yapmaz, yapmamalıdır. Kamu işçilerine haklı olarak verdiği gibi memurlara da ikramiye vermek devletin ödevidir, bu iki.
31 Mayıs günü kamuda çalışan bir kesim ikramiye alırken memurların almayacak olması kabul edilemez.
Ramazan Bayramı öncesinde 31 Mayıs 2019 günü kamuda çalışan işçiler ve tüm emekliler gibi memurlarda ikramiye almalıdır.
Ramazan Bayramı öncesinde kamu işçilerinde olduğu gibi memurlara da ikramiye verilerek yıllardır devam eden adaletsizliğe son verilmelidir.
Bunun için bir Cumhurbaşkanlığı Kararı yeterlidir.
Milyonlarca memur ve aileleri Sayın Cumhurbaşkanının kararını beklemektedir.
Ramazan ayı bu müjde ile tamamlanmalı, memurlar bayrama ikramiye sevinci ile girmelidir.
Bu vesile ile tüm vatandaşlarımızın Ramazan Bayramını kutluyorum
